Dünya nüfusunun özellikle son yüzyılda çok hızlı bir şekilde artması ve yine sanayinin aynı dönemde çok hızlı gelişmesine bağlı olarak enerjiye duyulan ihtiyaç da artmıştır. Enerjinin elde edildiği kaynakların kısıtlı olması ve enerji ihtiyacının her geçen daha da artması, insanları, enerjiyi her alanda daha tasarruflu kullanmaya mecbur bırakmıştır. Bu bağlamda, hem bireysel kullanıcılar hem kamu ve özel sektör farketmeksizin her kuruluş, enerjinin kullanıldığı her alanda daha tedbirli olmaya ve çeşitli önlemler almaya başlamıştır. Bilim ve teknolojinin de gelişmesi ile beraber, enerji, otomotiv, tarım, petrokimya, havacılık gibi alanların yanında yapı sektöründe de enerji tasarrufu sağlayacak birtakım yöntemler, teknikler ve malzemeler geliştirilmiştir.
Yapı sektörünün günümüz dünyasında en dinamik ve en fazla yatırımın yapıldığı alanlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Zira, bu sektörün içerisine konut, hastane, okul, alışveriş merkezleri, fabrikalar, plazalar ve daha birçok yapı türünü ve bu yapılar için sürdürülen çalışmaları, tedarik süreçlerini, malzeme ve işçilik konularını, mimari ve tasarım detaylarını; bunun yanında, günümüzde üzerinde en fazla durulan konulardan biri olan enerji tasarrufu çalışmalarını dahil edebiliriz. Bugün baktığımız zaman, bir yapı için tasarım, büyüklük, sağlamlık, güvenlik, konfor düzeyi, kullanışlılık ve buna benzer kriterleri baz alan değerlendirmeler yapılırken yapının enerji tasarruflu olup olmaması mutlaka dikkate alınması gereken bir konu olmaktadır. Yapılarda enerji tasarrufu denilince de akla ilk gelen kelimelerden biri de şüphesiz “mantolama” olmaktadır.
Bir yapı, hangi malzemeden yapılırsa yapılsın, inşa sürecinde ne kadar kaliteli malzeme ve işçilik kullanıldığı farketmeksizin, bulunduğu çevre ile sürekli olarak bir ısı transferi gerçekleştirmek zorundadır; ki bu da doğanın en temel kanunlarından biridir. Yani, bir yapı, örneğin bir dört beş katlı bir konutu ele alalım, yazın dış hava sıcaklığı iç ortamdan yüksek olduğu için ısınmaya; kışın da tam tersi şekilde soğumaya meyillidir. Bu durumu ortadan kaldırmak, en azından minimuma indirmek için, yazın klimaları, kışın da kombi ve petekleri kullansak da bütün bunlar elektrik ve doğalgaz kullanımından ötürü “enerji” demektir ve bir yapı dış ortam ile ne kadar fazla ısı transferi gerçekleştiriyorsa, yapıyı ısıtmak ve soğutmak için kullanılan enerji de o kadar fazla olacaktır. Haliyle bu da hem daha fazla fatura hem de çevreye daha fazla zarar verilmesi anlamına gelmektedir.
Yapılarda enerji tasarrufu sağlamak; böylelikle hem daha düşük faturalarla karşılaşmak hem de çevreye doğrudan veya dolaylı olarak verilen zararı en aza indirmek için en temel uygulamalardan biri “mantolama” sayesinde, çevre dostu, uzun ömürlü, enerji tasarruflu, konforlu ve hijyenik yapılar inşa edebilmek mümkündür. Şimdi mantolamanın ne olduğuna, kısa veuzun vadede sağladığı faydalara; mantolama için hangi malzemeler kullanıldığına ve mantolamanın nasıl yapıldığına biraz daha yakından bakalım.